Vadi’nin Köpekleri

Bizim ev cılız bir derenin yamacında, derenin kaynağına ayazmaya yakın, gündüz açık havada güneş gören bir yer.

              Geceleri, ya da gündüz gökyüzü kapalı çok bulutluyken güneş falan yok.

              İşte bizim bu yerde gecelerden bir gün, yazdan kalma ağustos böceklerinin cırıltıları vadinin karşı yamacından gelen insan kesiyle kesildi.

              Kesildi lafından maksat; ağustos böcekleri iki kişinin fısıltıyla konuştukları bir anda birden cırlamayı kesmediler tabi… Yazdan kalma bir düzine kadar böceğin cırıltısı devam etti, fakat adamımız irkildi.

              Adamımızın en sevmediği durumlar arasında irkilmek de var. Neyse ki, “karşı yamaçtan beni mi dikizliyorlar lan” psikozu, adamımızın kulağına az önce çalınan bir havlamayla son buluyor. Bizim buranın vadisi böyle; köpek var kurt yok…

              Fakat, köpekte kurt olabilir. Solucan tenya tarzında veya karaciğere damara falan yapışan ya da şehriye tarzında çok çeşitli kurtlar olabiliyor. Köpeğin kurtlanması iyi birşey değil, keza, elmanın kurtlanması da öyle…

              Kurdun köpekleşmesi ise binyıllara yayılmış evrimsel bir sürecin sonucu….

              Köpekgillere bakanda; kurt, tilki, çakal, sansar ve köpeği görüyoruz. Köpek bunların arasında insandan en iyi anlayanı.

              Gerçekten de; diğerlerinden farklı olarak köpek insan konusunda uzmanlaşmıştır. İhtisâsı insan üzerinedir.

Mütehassıs insanolog Çomar bey hocam,

Hayırlı günler dilerim; hürmetler…

Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir