Oturduğum yerden mağaraya bakıyorum
mağaraya çıkıp oturduğum yere bakıyorum
değişiklik oluyor…
Yine mağaraya çıktım. Oturduğum yere doğru bakarken gözüm batmakta olan güneşe takıldı, güneş gözümü aldı. Yarım saat kadar güneşe bakakalmışım… Şimdi, aradan birkaç gün geçmişken düşünüyorum da, iyi oluyor böyle; hâlâ değişiklik oluyor…
Bugün ise güneş çoktan batmış, ortalık turuncudan mora çalıyor. Morarmış halde oturduğum yere vardım. Şimdi size ceza olarak Ferranabi’yi ne yapıcam? Anlatıcam.
Anlatamıycam çünkü kendisini anlatabilecek kadar anlayamadım…Anlatamayacağım kadarıyla, hayattayken yaşadığı zamanın ötesine varmış biri Ferranabi… Oysa sen ben ve hattâ siz de meselâ; hayata hapsolmuş vaziyette yaşıyoruz. Bu saatten sonra da ötesine çıkış yolu bulabilmek zor… Onun için bence yemeyelim birbirimizi. Ölene kadar sâkince yaşamaya bakalım. Gidiciyiz nasıl olsa… Misâl, ben çoktan ölmüşüm; farkına şu an vardım. Doğarken ölmüşüz zâten; hikâye bundan ibâret…